baslik gorsel

16 Ağustos 2025


Canon, EF sisteminde standart zum lensler konusunda oldukça zengin bir çeşitliliğe sahip. Bu lenslerden biri olan EF 28-105mm f/3.5-4.5 II USM, ilk olarak 2000 yılının ekim ayında piyasaya sürülmüş. Aslen 1992 yılında kullanıma sunulan ilk 28-105mm USM'nin güncellenmiş bir versiyonu. Lens maalesef 2 sene sonra yerini daha ucuza üretilen kalitesi düşürülmüş 28-105mm'lere bırakmış.



Canon, 1992'den 2002'a kadar 28-105mm'nin 4 farklı modelini piyasaya sürmüş. Bu üçüncü model gerek optik, gerekse mekanik olarak serinin en iyisi.

Öte yandan Canon, bu modeli bile farklı fabrikalarda, farklı varyasyonlarda üretmiş. Bu nedenle 28-105mm USM denince en aranılan lensler Japonya üretimi II modelleri. 

Lensin Teknik Özellikleri:
 
Optik Yapısı: 12 grupta 15 element
Odak Aralığı: 28mm-105mm arası
Netleme Motoru: USM (Ultrasonic Motor)
En Düşük Diyafram: f/22-27
Maksimum Büyütme Oranı: 0,19x
En Yakın Odaklama Mesafesi: 0,5m
Diyafram Bıçak Sayısı: 7
Filtre Çapı: 58mm
Fiziksel Ölçüler: 72mm çap - 75mm uzunluk
Ağırlık: 375gr

Gövde yapısı ve Ergonomi:

Lensin gövde yapısı sert ve kaliteli plastik dış gövde ile metal bayonetten oluşmakta. 105mm'ye doğru zum yapıldığında içiçe geçmiş 2 plastik çerçeve dışa doğru çıkmaya başlıyor ancak bu kısımda herhangi bir gevşeklik söz konusu değil, oldukça sıkı ve sağlam görünüyor. Zum ve netleme halkaları zorlanmadan ve sürtme hissi olmadan dönmekte. 

Lensin ön optik elemanı netleme esnasında sabit kaldığı için filtre kullanımında herhangi bir sorun yaşatmıyor. Lenste hava koşullarına karşı herhangi bir koruma veya IS sistemi bulunmuyor. Öte yandan lens oldukça kompakt boyutlarda ve son derece hafif.


Optik Tasarım:

Lenste herhangi bir özel optik element kullanılmış, sade sayılabilecek bir optik tasarıma sahip.

Lensin resmi MTF çizelgelerinde; 28mm'de en açık diyaframda merkezde kontrastı iyi seviyelerdeyken köşelere doğru az da olsa bir kayıp görülmekte, çözünürlük ise merkezde nispeten zayıf, köşelerde ise oldukça düşüyor. Lensin f/8'deki kontrastı yüksek olmasına rağmen yine köşelere doğru düşüyor, çözünürlük ise merkezde çok daha iyi seviyelerde iken o da köşelerde farkedilebilir kayba uğruyor. 28mm'de bokeh geçişlerinin iyi durumda olmadığı da çizelgede gösterilen bir başka sonuç.

 

 

Lensin 105mm'deki MTF performansı ise; çözünürlük ve kontrast en açık diyaframda merkezde 28mm'ye oranla daha iyi durumda olmasına rağmen köşelerde benzer kayıplara uğramakta. f/8'de ise 28mm ile benzer seviyelede olmasına rağmen köşelerde çok daha iyi.


Optik Performans:


Canon 5D Mark II ile yapılan Reikan Focal test sonuçları şu şekilde:


- 28mm test sonuçları -
 
- 50mm test sonuçları -

- 105mm test sonuçları -

28mm'de merkezde yeterli keskinlik için en az 1 stop kısmak gerekiyor, 50mm'de lens f/4,5'tan itibaren toparlanıyorken 105mm'de en açık diyaframda bile rahatlıkla kullanılabilir düzeyde. Tabi merkezden köşelere homojen bir keskinlik için en az f/8'lere kısmakta fayda var.

Netleme Performansı:

USM sayesinde oldukça hızlı ve sessiz netleme yapılabiliyor. Aynı zamanda FTM (eş zamanlı elle netleme) özelliği de destekleniyor. Yeterli ışık koşullarında AF iyi bir başarım oranına sahip.

Özet Olarak:

Oldukça eski bir lens olmasına karşın FF bir gövdeniz varsa ve uygun fiyatlı bir tak-gez lens arıyorsanız ikinci el piyasasındaki iyi seçeneklerden biri. Küçük boyutları ve hafifliğiyle aynasızlarda da kullanılabilecek bir lens kuşkusuz. Öte yandan bu aralıktaki bence asıl rakiplerinden biri olan EF 24-85mm f/3.5-4.5 USM'nin az da olsa gerisinde kaldığını da belirtmek gerekir. Bir diğer rakibi olan EF 28-135mm f/3.5-5.6 IS USM teledeki fazladan 30mm'lik odak mesafesi ve IS'sinin olması ile öne çıkmakta. 28-105'in bu modellere karşı en önemli avantajı süphesiz daha uygun seviyedeki fiyatı.

+ Sağlam gövde
+ Hızlı ve isabetli USM netleme
+ Oldukça küçük ve hafif
+ Sınıfına göre iyi seviyede bir optik performans

- Bu tarz bir geniş maksat zum lensinin 24mm'de başlaması çok daha kullanışlı olurdu
- Hava koşullarına karşı herhangi bir korumanın bulunmaması
- IS sisteminin olmaması

6 Ağustos 2025

Canon tarihinde 50mm f/1.8 lenslerin oldukça uzun bir geçmişi vardır. Kullanıma sunulan ilk Canon 50mm f/1.8 lensi Canon S tipi kameralarda kullanılmak üzere hazırlanan Serenar 50mm f/1.8 I modeli idi ve 1951 yılında piyasaya sürülmüştü. Bu ilk modelde bile bugünkü 50mm f/1.8'lerin standart optik tasarımı olan Gauss tipi kullanılmıştı. 1951'deki Serenar ile başlayıp günümüzde Canon RF 50mm f/1.8 STM ile devam eden Canon 50mm f/1.8 serisinde toplamda 19 farklı model piyasaya sürülmüş.

Canon'un RF 50mm f/1.8 STM modeli, kendisinden önceki EF modellerine oranla gerek optik tasarım, gerekse gövde yapısı olarak fazla bir değişikliğe uğramamış gibi görünse de aslında ciddi iyileştirme ve güncelleştirmeler içeriyor.


Lensin Teknik Özellikleri:

Optik Yapısı: 5 grupta 6 element
Odak Aralığı: 50mm
Netleme Motoru: STM
En Düşük Diyafram: f/22
Maksimum Büyütme Oranı: 0,25x
En Yakın Odaklama Mesafesi: 0,30m
Diyafram Bıçak Sayısı: 7 (yuıvarlatılmış)
Filtre Çapı: 43mm
Fiziksel Ölçüler: 69,2mm çap - 40,5mm uzunluk
Ağırlık: 160gr
 
Gövde yapısı ve Ergonomi:
 

Lensin gövdesi Canon'un RF serisinde (L serisi olmayan) standart lenslerinde yeni kullanmaya başladığı siyah saten bir dokuya sahip. Lens, sert ve kaliteli plastik dış gövde ile metal bayonetten oluşmakta ancak aynasız sistemler için özel bir boyut ve ağırlık azaltıcı tasarıma sahip değil zira EF STM modeliyle aynı boyut ve ağırlıkta. 


RF 50mm f/1.8 STM (solda) - EF 50mm f/1.8 STM (sağda)


Lensin üzerinde sadece bir adet kontrol halkası bulunmakta. Lens üzerindeki tek kontrol düğmesi ile bu halka elle netleme veya kamera içinden seçilen özel bir kontrol için ayarlanabiliyor.



Lens, kendisinden önceki modellerde de olduğu üzere hava koşullarına karşı herhangi bir korumaya sahip değil.


Optik Tasarım:

Lensin optik tasarımı, selefi EF 50mm f/1.8 lenslerde olduğu üzere "double Gauss" sistemine dayanıyor. Ancak kendisinden önceki EF 50mm f/1.8'lerde neredeyse aynı optik tasarım kullanılmışken RF versiyonunda ilk kez (az da olsa) değişikliğe gidilmiş.


Lenste standart optik elementlerin yanında 1 adet asferik element (PMo) kullanılmış. Ayrıca iç optiklerinde "ghosting" ve "flare" etkilerine karşı Super Spectra Coating (SSC) kaplama bulunmakta. 

Lensin resmi MTF tablosunu EF versiyonuyla karşılaştırdığımızda; 

Lensin en açık diyaframda kontrastı merkezden kenarlara kadar oldukça iyi iken köşelerde ciddi şekilde düşmeye başlıyor, EF versiyonda bu performans özellikle köşelerde çok daha iyi hatta neredeyse kayıpsız. Çözünürlük değerleri ise EF versiyonuna göre farkedilebilir derecede daha iyi ama yine köşelerde performans kaybı söz konusu. Köşelerdeki bu kontrast ve çözünürlük kayıpları Canon'un aynasız makinelerde kullanmaya başladığı dijital optik düzeltmelerin müdahalelerine işaret etmekte.


Optik Performans:
 

Lensin EOS R8'de Reikan Focal ile yapılan test sonuçlarına gelirsek; lens merkezde, en açık diyaframda bile keskinken f/2.5 ile çok daha iyi bir hale geliyor ve f/3.2'de en yüksek keskinlik seviyesine yükseliyor. Merkezden köşelere homojen bir keskinlik için f/4 ve üzerinde kalmakta fayda var.

 

EOS R8'de f/1.8 STM EF ve RF Karşılaştırması

Lensi EOS R8'de EF 50mm f/1.8 STM versiyonu ile karşılaştırdığımızda özellikle en açık diyaframda çok daha iyi olduğu görülüyor. Tabi EF versiyonun f/1.8'deki düşük performansı, lensin optik tasarımı yanında AF kaynaklı da olabilir. Yine de EF versiyonu genel performans olarak f/6.3'e kadar RF versiyonun bir tık altında kalıyor.


RF 50mm f/1.8 STM, EF versiyonu karşısında ciddi oranda geliştirilmiş olsa da köşe kararması noktasında onun gerisinde kalıyor, kenar ve köşelerde EF'ye oranla çok daha karanlık bir lens.

 

Lensin bokeh performansı maalesef EF serisinde olduğu üzere lensin bir başka zayıf yanı. Hızlı bir lens olmasına rağmen arka plan bokehi kremsi geçişlerden uzak, yer yer sert sınırlar farkedilebiliyor. 

 
Netleme Performansı:

Lens, AF motoru olarak Canon'un uygun fiyatlı lenslerinde tercih ettiği STM teknolojisini kullanıyor. STM sistemi özellikle video çekimlerinde netleme esnasında diğer motor tiplerine oranla çok daha sessiz çalışmasıyla bilinse de bu modelde kullanılan STM biraz sesli çalışıyor. Her ne kadar USM sistemi kadar hızlı netleme yapamasa da genel fotoğraf çekimleri için yeterince hızlı sayılır.
 
Lensin en son EF versiyonu da STM sistemini kullanıyordu ama özellikle en açık diyaframdaki AF başarımı istenilen düzeyde değildi. Öyle ki f/1.8'de doğru bir şekilde netlenmiş bir fotoğrafa ulaşmanın en kolay yolu seri çekim yapmak ve çekilen fotoğraflardan iyi çıkanları elle seçmekti (adaptör ile RF serisi bir kamerada bile). RF 50mm f/1.8 STM'nin en açık diyaframdaki otomatik netleme performansı çok daha iyi. Canon, EF 50mm f/1.8'lerdeki en önemli sorun olan netleme başarımını nihayet bu versiyon ile çözmeyi başarmış.
 
Lens maalesef direkt olarak elle netlenemiyor, elle netleme halkası netleme sistemine mekanik olarak değil elektriksel olarak bağlı. Bu nedenle elle netleme esnasında az da olsa bir gecikme söz konusu. FTM (eş zamanlı elle netleme) özelliği de destekleniyor ancak EF serisi lenslerden farklı olarak bu özelliğin devreye alınması için kamera ayarlarından ilgili seçeneğin aktif hale getirilmesi gerekiyor. 


Özet Olarak:

Yıllardır neredeyse her fotoğrafçının çantasında bulunan "nifty fifty" lakaplı 50mm f/1.8 serisi bugüne kadar Canon tarafından birçok kez güncellenmiş olmasına rağmen sunulan yenilikler hep düşük seviyede kalmıştı. Öyle ki lensten iyi bir performans alabilmek için diyaframı birkaç stop kısmak ve lensi örneğin 50mm f/2.8'miş gibi kullanmak gibi yöntemlere başvurmak gerekiyordu.

 

Serinin RF sistem için piyasaya sürülen versiyonu nihayet önemli yenilik ve iyileştirmeler içeriyor ve nifty fifty ilk kez f/1.8'de bile rahatlıkla kullanılabilir bir performansa sahip. Kesinlikle selefi EF versiyonu üzerine yapılmış ciddi bir güncelleme.


+ En açık diyaframda bile merkezde yüksek keskinlik
+ Uygun fiyat
+ Kompakt ve hafif gövde
+ Hızlı diyafram değeri

- Köşe kararması
- Bokeh biraz daha yumuşak geçişlere sahip olabilirdi
- Netlemede USM kadar hızlı olmayan STM sistemi
- Video için tasarlanmış olan STM sistemin çok sessiz çalışmaması
- Manuel netlemenin elektronik olarak yapılması ve hissedilebilir bir gecikme yaşanması

29 Ocak 2025

Canon, EF sisteminin 31 yıllık hükümdarlığından sonra 2018 yılında RF sistemine geçiş yaptı ama bu maalesef sadece 4 lensten oluşan oldukça kısıtlı bir başlangıçtı. Öte yandan bu sistemde kullanıma sunulan ilk lens, oldukça geniş bir odak aralığı sunan RF 24-105mm f/4 L IS USM oldu. Bilindiği üzere bu odak aralığına sahip lensler, birçok tür çekimin altından rahatlıkla kalkan esneklikleri ile fotoğrafçılığın temel demirbaşlarından biri durumundalar. Bu nedenle Canon'un RF sistemine bu lensle başlamış olması elbette bir tesadüf değil.

 


RF sistemi, bayonetin sensöre oldukça yakın olması nedeniyle EF'ye oranla daha hafif ve daha küçük lensler vaat ediyordu, buna rağmen 24-105mm f/4 L IS USM, kendisinden önce kullanıma sunulmuş olan EF 24-105mm f/4 L IS USM I ve II'ye göre ne daha hafif ne de daha küçük boyutlarda.

Aynasız sitemlerde hafiflik ve daha küçük boyutlar için genellikle optik performanstan ödün verilmesi gerekiyor ve bu performans kaybı dijital düzeltmelerle giderilmeye çalışılıyor. RF 24-105mm f/4 L IS USM, tıpkı bir EF lens gibi tasarlandığı için önemli seviyede bir dijital düzetmeye ihtiyaç duymayacak kadar iyi bir performans ortaya koymakta (özellikle geometrik bozulma, köşe kararması ve keskinlik bakımından).

Lensin Teknik Özellikleri:

Optik Yapısı: 14 grupta 18 element
Odak Aralığı: 24-105mm
Netleme Motoru: Nano USM (Ultrasonic Motor)
En Düşük Diyafram: f/22
Maksimum Büyütme Oranı: 0,24x (105mm'de)
En Yakın Odaklama Mesafesi: 0,45m
Diyafram Bıçak Sayısı: 9
Filtre Çapı: 77mm
Fiziksel Ölçüler: 83,5mm çap - 107,3mm uzunluk
Ağırlık: 700gr
 
Gövde yapısı ve Ergonomi:
 
Lensin gövde yapısı sert ve kaliteli plastik dış gövde ile metal bayonetten oluşmakta. 105mm'ye doğru zum yapıldığında bir plastik çerçeve dışa doğru çıkmaya başlıyor ancak bu kısımda herhangi bir gevşeklik söz konusu değil, oldukça sıkı ve sağlam görünüyor. Zum ve netleme halkaları zorlanmadan ve sürtme hissi olmadan dönmekte. Lensin ön optik elemanı netleme esnasında sabit kaldığı için filtre kullanımında herhangi bir sorun yaşatmıyor. 
 
 
Lensin üzerinde kontrol düğmeleri olarak sadece IS ve AF'yi açıp kapatma düğmeleri ile zum kilidi bulunmakta. EF serisinden hatırladığımız tüm odak, IR netleme mesafesi gibi göstergeler RF serisinde maalesef kaldırılmış durumda.

Canon'un RF sistemindeki L serisi lenslerde, standart lenslerine oranla fazladan elle netleme halkası bulunmakta.
 
Lens hava koşullarına karşı "dirençli" bir şekilde tasarlanmış ama bunun hava koşullarına karşı tam anlamıyla "korumalı" bir lens olduğunu söylemek maalesef mümkün değil.
 
Optik Tasarım:

Lenste 1 adet ultra düşük ışık dağılımlı (UD) ve 3 adet asferik element kullanılmış. Ayrıca iç optiklerden birinde "ghosting" ve "flare" etkilerine karşı Air Sphere Coating (ASC) kaplama bulunmakta. Kısaca oldukça kompleks bir optik tasarıma sahip:

Lensin resmi MTF tablolarına gelirsek; 

 
Lensin 24mm'de en açık diyaframda kontrastı çok iyi, çözünürlük de oldukça iyi seviyelerde. 105mm'de ise yine f/4'de benzer sonuçlar görünmesine rağmen çözünürlük 24mm'ye oranla bir tık daha iyi görünüyor. Çizelgede lensin bokeh kalitesi ortalama seviyelerde.

Optik Performans:
 
Lensin EOS R8'de Reikan Focal ile yapılan test sonuçlarına gelirsek; genel itibariyle lensin odak mesafesi arttıkça performansın yavaşça düştüğü görülüyor. Yine de grafiğin ölçeği sebebiyle yüksekmiş gibi görünen fark, ölçeği 1750 yerine 0'dan başlattığınızda neredeyse üst üste binen çizgiler şeklinde görülmekte.
 
 
Özet olarak; tüm odak mesafelerinde en açık diyaframda bile oldukça iyi bir merkez keskinliğine sahip. Kenar ve köşeler ise geniş açı tarafında en açık diyaframda bile merkezdekine yakın bir keskinliğe sahipken telede geriye düşmeye başlıyor. Özellikle 70mm'den sonra merkezden kenara homojen bir keskinlik için en az 1 stop kısmakta fayda var.
 
Netleme Performansı:

Lens, AF motoru olarak Canon'un en son geliştirdiği Nano USM teknolojisini kullanmakta. Nano USM'de halka tipi USM kadar hızlı ve hassas ama aynı zamanda STM kadar sessiz bir çalışma hedeflenmektedir.
 
Şahsen sadece fotoğraf ile uğraşan biri olarak lenslerde video özelliğinin öne çıkarılarak fotoğraf performansından ödün verilmesini hoş karşılamayan biriyim (örneğin STM). Buna rağmen Nano USM'nin halka tipi USM'den performans olarak hiç de geri kalmadığını söyleyebilirim. Yine de kağıt üzerinde, teknik veri olarak halka tipi USM'den sonra konumlanmakta.
 
FTM (eş zamanlı elle netleme) özelliği de destekleniyor ancak EF serisi lenslerden farklı olarak bu özelliğin devreye alınması için kamera ayarlarından ilgili seçeneğin aktif hale getirilmesi gerekiyor.

IS Performansı:

Canon RF serisi lenslerde yeni bir IS sistemine geçiş yaptı. RF 24-105mm'nin yeni IS sistemi 5 stopluk bir avantaj sağlamakta, bu etki EF 24-105mm I'de 3 stop, EF 24-105mm II'de ise 4 stopluk bir titreşim önleme seviyesindeydi. Yeni IS sistemi EF'dekilere oranla çok daha sessiz çalışıyor öte yandan önemli bir handikapa sahip; lensin kameradan çıkarılıp kullanılmadığı zamanlarda (örneğin çanta içinde taşınırken) IS optiği park moduna alınamıyor ve lens içinde serbest bir şekilde hareket ediyor. Bunun dışında bu lenste tripod bağlantısında otomatik olarak devreden çıkma özelliği bulunmuyor.
 
Lens üzerindeki IS düğmesi sadece açık ve kapalı olarak seçilebiliyor, EF serisi lenslerde bulunan pan vb. özel modlara sahip değil, yine de lenste çekim esnasında otomatik olarak devreye giren bir pan modu bulunmakta (yatay pan çekimlerinde dikey titreşimleri, dikey pan çekimlerinde ise yatay hareketleri gidermeye çalışıyor).

Lenste IS ile ilgili başka gelişmiş özellikler de bulunmakta. Bunlardan ilki "Dual Sensing IS" sistemi. Bu sistemde lensteki jiroskopik sensörden gelen titreşim verisi yanında sensörden gelen titreşim önleme verisi de kullanılmakta ama sadece fotoğraf çekimlerinde devreye giriyor. Diğer özellik olan "Combination IS" ise lenste bulunan IS ile gövdede bulunan IBIS'in ortak bir şekilde çalışmasına dayanan bir sistem ve desteklenen donanıma bağlı olarak 8 stopa kadar titreşim giderebiliyor.

Özet Olarak:

Hobi amaçlı bir kullanıcıysanız ve fotoğraf makinenizin üzerinde %80 takılı kalacak bir genel maksat zum lensi arıyorsanız, uygun fiyatlı ve yüksek performanslı oldukça iyi bir seçenek... tabi ilk kez bir Canon sisteme geçiş yapıyorsanız. Eğer Canon EF'den geçiş yapıyorsanız ve elinizde halihazırda EF 24-105mm f/4 L (I veya II) gibi bir lens varsa RF versiyonuna geçiş yapmak bence size çok fazla birşey kazandırmayacaktır.

+ İsabetli ve hızlı USM netleme
+ Her odak aralığında sabit diyafram değeri sunması
+ Bir genel maksat zum lens için oldukça kullanışlı bir odak aralığına sahip olması
+ Sağlam gövde yapısı
+ Fazlasıyla iyi imaj kalitesi
+ Yeni tip, çok daha etkili  bir IS sistemine sahip olması
+ Zum kilidi oldukça pratik

- Aynasız sistemin vaadettiği şekilde çok hafif ve küçük olmaması
- Diyafram olarak çok hızlı bir lens olmaması
- IS sisteminin taşınma esnasında kilitlenememesi
- Zum esnasında dışarı çıkan iç çerçeve üzerinden toz almaya müsait gövde yapısı
- Hava koşullarına karşı "korumalı" bir tasarıma sahip olmayışı (sadece "dirençli")

 

29 Mayıs 2024

Canon, her ne kadar günümüzde inanılmaz zenginlikte bir lens kataloğuna sahip olmasıyla ünlü olsa da EF sisteminin ilk yıllarında yeterli çeşitliliğe sahip değildi. Hatta 100-400mm gibi bir tele zum lensin piyasaya sunulabilmesi için ilk EF serisi lensin üzerinden tam 11 yıl (1998) geçmesi gerekmişti. Yine de dijital sensörlü SLR gövdelerin piyasaya sunulmasından önce duyurusu yapılan bu lens, öylesine zamanının ötesinde özelliklere sahipti ki artık aynasız gövdeler çağına geçtiğimiz günümüzde bile rahatlıkla yeni lenslere alternatif olarak kullanılabiliyor ve neredeyse hiçbir şekilde geride kalmıyor.
 
Lensin 100mm'deki hali
Süper tele zum lens sınıfına ait olan EF 100-400mm daha çok spor karşılaşmaları, doğal yaşam vb. konularla ilgilenen fotoğrafçılara hitap etmekte. 
 
Lensin 400mm'deki hali, 2x Extender ve EF-RF adaptör de eklenince çok daha uzun bir hale geliyor.

Lensin Teknik Özellikleri:
 
Optik Yapısı: 14 grupta 17 element
Odak Aralığı: 100-400mm
Netleme Motoru: Halka Tipi USM (Ultrasonic Motor)
En Düşük Diyafram: f/32-40
Maksimum Büyütme Oranı: 0,2x (400mm'de)
En Yakın Odaklama Mesafesi: 1,8m
Diyafram Bıçak Sayısı: 8
Filtre Çapı: 77mm
Fiziksel Ölçüler: 92mm çap - 189mm uzunluk
Ağırlık: 1.380gr

Gövde yapısı ve Ergonomi:
 
Lensin dış gövdesi tamamen metal malzemeden imal edilmiş, hem bu metal malzeme hem de içinde barındırdığı 17 optik elementten dolayı standartların üzerinde bir ağırlığa sahip. Yine de f/2.8 diyaframlı bir 70-200mm'den az da olsa daha hafif. "Push-pull" tarzı bir zum mekanizması sayesinde hızla normal teleden süper teleye geçiş yapılabiliyor. Öte yandan bu sistemin lens (ve gövde) içine toz kaçmasına yol açtığını da belirtmek gerekir. Lens 100mm'de iken nispeten kısa boyutlarda ve kolay taşınabilir bir halde.
 
Canon'un birçok pompalı lensinde kullandığı zum kilidi
Lenste o dönemin büyük beyaz tele zumlarında da bulunan bir zum kilidi mekanizması bulunuyor. Elle netleme halkasının hemen altında bulunan beyaz halkayı çevirerek lensin seçili odak mesafesinde kilitli kalması sağlanabiliyor. Öte yandan bu kilidi fazla sıkmamakta fayda var zira kilit zamanla iç gövde üzerindeki boyaya zarar verebiliyor.
 
IS ve AF düğmeleri, böylesi bir lenste AF'yi 6,5m ile sonuz arasında tutmakta fayda var
Lensle birlikte gelen Canon Tripod Ring B (W) tripod halkası sayesinde lens ile gövdenin toplam ağırlığı, ağırlık merkezinde kalan lensin üzerinden tripoda aktarılabiliyor. Halkayı hiç çıkarmadan gövde yataydan dikey bir pozisyona kolaylıkla çevrilebiliyor.
 
Optik Tasarım:

Lenste 1 adet ultra düşük ışık dağılımlı (UD) ile 1 adet florit element kullanılmış. Bunun dışında kompleks bir optik tasarıma sahip:


Lensin resmi MTF tablolarına gelirsek; 

EF 100-400mm f/4.5-5.6 L IS USM MTF Tablosu
Lensin 100mm'de en açık diyaframda çözünürlüğü iyi, kontrastı olması gereken seviyelerin altında, f/8'e kısınca kontrast çok yüksek seviyelere çıkarken çözünürlük de oldukça iyi bir hale geliyor. 400mm'de ise f/5.6'da kontrast ve çözünürlük çok iyi seviyelerdeyken f/8'de çok daha yüksek bir seviyeye çıkmakta. Öte yandan 400mm'de bokeh kalitesinin düşük olduğu görülüyor.

EF 100-400mm f/4.5-5.6 L IS USM + 1.4x Extender III MTF Tablosu
Lens, EF 1.4x Extender III ile kullanıldığında 100mm'de kalite kaybı görünmemekte hatta kontrastın az da olsa arttığı bile söylenebilir. 400mm'de de benzer bir durum söz konusu.

EF 100-400mm f/4.5-5.6 L IS USM + 2x Extender III MTF Tablosu
Lens, EF 2x Extender III ile kullanıldığında 100mm'de en açık diyaframda kontrast kaybı görülmezken çözünürlükte az da olsa bir kayıp söz konusu, f/8'de ise fark edilebilir bir kayıp söz konusu değil. 400mm'de ise f/5.6'da çözünürlükteki kayıp miktarı daha fazla ancak yine de iyi seviyelerde, f/8'de ise herhangi bir kayıp görülmüyor.

Optik Performans:
 
Lensin 5D Mark II'de Reikan Focal ile yapılan test sonuçlarına gelirsek; genel itibariyle lensin odak mesafesi arttıkça daha iyi performans verdiği görülüyor. Sonuçlara göre lens yeterli bir keskinliği sunmakta, yine de en iyi sonuçlar için en az 1 stop kısmak şart.

Bu sonuçlara rağmen 100-400'ün farklı kopyalarının farklı performanslara sahip olduğu bilinen bir gerçek. Dolayısıyla mutlaka bu sonuçlardan daha kötü kopyaları vardır ama daha yüksek keskinliğe sahip kopyaları var mıdır bilemiyorum. 
 

Burada bir parantez açarak daha önce EF 35-350mm f/3.5-5.6 L USM'de de farkettiğim bir noktayı belirtmem gerekir. Yukarıda paylaşılan sentetik test sonuçları odak mesafesinin 20 katı mesafelerde yapılan çekimlere ait sonuçları gösterdiğinden yanıltıcı olabilir. Bu tür süper tele lensler oldukça uzak mesafelerdeki nesnelerin veya sahnelerin çekilebilmesi için tasarlandığından en iyi performansı sonsuza yakın netlediklerinde göstermekteler. Bu nedenle yukarıdaki test sonuçlarının farklı odak aralıklarının kendi arasındaki ilişkisini göstermesi açısından değerlendirilmesinde fayda vardır. Şahsi deneyimlerimden söyleyebilirim ki Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6 L IS USM uzak nesnelerin çekiminde EF 2x Extender III ile birlikte kullanıldığında bile oldukça iyi sonuçlar vermekte.
 
Netleme ve IS Performansı:

Lens 1998 yılında piyasaya çıkmasına rağmen Canon'un bugün bile kullanmakta olduğu halka tipi bir USM AF motoruna sahip. USM sayesinde hızlı ve sessiz netleme yapılabiliyor ancak bugüne kadar kullandığım diğer halka tipi USM'lere oranla az da olsa daha yavaş olduğu hissediliyor. EOS RP gibi aynasız gövdelerde netleme hızı DSLR'ye oranla daha da yavaş. 2x extender ile netleme hızı oldukça düşüyor hatta bir Canon sistemde karşılaştığım en yavaş USM netleme olduğunu söyleyebilirim. 
 
USM olması sayesinde FTM (eş zamanlı elle netleme) özelliği de destekleniyor.

Lensin üzerinde netleme mesafesini seçme düğmesi bulunuyor, bu ayar sayesinde lens 1,8m'den sonsuza veya 6,5m'den sonsuza netleyecek şekilde ayarlanabiliyor. 

Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6 L IS USM, Canon'un IS kullanılan ilk L serisi zum lensi olması nedeniyle IS'nin ilk versiyonlarından birine sahip ve sadece 2 stopluk bir fayda sağlıyor. Eski bir IS sistemi olsa da pan (Mod 2) ayarının olması önemli bir avantaj. Öte yandan IS sistemi, tripod bağlantısında otomatik olarak devreden çıkma özelliğine sahip değil.

Özet Olarak:

Analog film döneminde, 1998 yılında piyasaya sürülmüş bir lens olmasına karşın bugün bir süper tele zum lense ihtiyaç duyduğunuzda seçeneklerinizden biri olabilmesi lensin performansı hakkında yeterli bir fikir verecektir diye düşünüyorum. Elbette bu lensin yerine çıkan 2. versiyonu daha keskin, yine de onun çok gerisinde kalmıyor, tabii iyi bir kopyaya denk gelirseniz. 

+ İsabetli ve yeterince hızlı USM netleme
+ Bir tele lens için oldukça kullanışlı bir odak aralığına sahip olması
+ Son derece sağlam gövde yapısı
+ Fazlasıyla iyi imaj kalitesi
+ IS sistemine sahip olması
+ Zum kilidi oldukça pratik
+ Canon'un 1.4x ve 2x extender'ları ile uyumlu olması

- Çok hafif olmaması, uzun süreli kullanımlarda oldukça yorucu
- Farklı odak aralıklarında değişken diyafram değerleri sunması
- Diyafram olarak hızlı bir lens olmaması
- Lens ve gövde içine toz almaya müsait "push-pull" tarzı zum sistemi
- Hava koşullarına karşı dirençli bir tasarıma sahip olmayışı (gövde üzeri düğmeler hariç)
- Lens varyasyonu

27 Nisan 2024

Canon, uzun bir süredir fotoğraf ekipmanları konusunda lider olmasını şüphesiz zamanının çok ötesinde özelliklere sahip efsanevi lenslerine borçlu. Bu efsanevi lenslerden birisi de düğün ve portre fotoğrafçılarının vazgeçilmezi haline gelmiş olan EF 135mm f/2 L USM modeli. Bu lensin efsane seviyesini kendisine takılan şu lakapla açıklayabiliriz; "The Lord of the Red Rings" (kırmızı halkaların efendisi). Tabi, lensin bu lakabı haketmesine neden olan performansı öylesine yüksek bir seviyede ki Canon ilk olarak 1996 yılında piyasaya sürdüğü EF 135mm f/2 L USM'yi 2021 yılına kadar güncellemeye ihtiyaç duymamış. Lensin piyasaya sürüldüğü 1996 yılını da göz ardı etmemekte fayda var zira bu tarihte Canon hala analog DSLR üretmekteydi. Aynı zamanda 1089$'lık çok pahalı olmayan bir fiyatla satışa sunulması da lensin popülerliğine katkı sağlayan faktörlerden biridir. EF versiyonun 25 yıllık saltanatı ancak Canon'un RF bayonet sistemine geçiş yapmasıyla son buldu ve yerini halefi olan RF 135mm f/1.8 L IS USM'ye bıraktı.

Canon EF 135mm f/2 L USM

Lensin ana kullanım alanları arasında portrenin yanında spor karşılaşmaları da bulunuyor çünkü uzunca bir süre sınıfının en hızlı telefoto ünvanını da elinde bulundurdu. Lens ayrıca Canon'un EF 1.4x ve 2x Extender'larını da destekliyor ve bu teledönüştürücülerin desteklediği en kısa odak mesafesine sahip. Lens 1.4x ile 189mm f/2.8, 2x ile 270mm f/4 haline geliyor.


Lensin Teknik Özellikleri:
 
Optik Yapısı: 8 grupta 10 element
Odak Aralığı: 135mm
Netleme Motoru: USM (Ultrasonic Motor)
En Düşük Diyafram: f/32
Maksimum Büyütme Oranı: 0,19x
En Yakın Odaklama Mesafesi: 0,9m
Diyafram Bıçak Sayısı: 8
Filtre Çapı: 72mm
Fiziksel Ölçüler: 82,5mm çap - 112mm uzunluk
Ağırlık: 750gr

Gövde yapısı ve Ergonomi:
 
Lensin gövdesi sert ve kaliteli plastik dış malzeme ile metal bayonetten oluşuyor. Netleme halkası zorlanmadan ve sürtme hissi olmadan dönmekte. Lensin ön optik elemanı netleme esnasında sabit kaldığı için filtre kullanımında herhangi bir sorun yaşatmıyor. Lenste hava koşullarına karşı herhangi bir koruma ve IS sistemi bulunmuyor. Öte yandan lens kompakt boyutlarda ve az da olsa hafif sayılır.

Optik Tasarım:
 
Lenste 2 adet UD element içeren özel bir optik tasarım kullanılmış:


Lensin MTF tablosu en açık diyaframda merkezden köşelere keskinlik yüksek, kontrast orta seviyelerde gösterirken f/8'de ise keskinlik rekor seviyelere çıkıyor, kontrast da oldukça yüksek bir hale geliyor. Bokeh geçişleri ise yeterince doğal ve yumuşak görünüyor:


Optik Performans:
 
135mm f/2 L USM'yi EOS RP'de Reikan FoCal ile incelediğimizde; en açık diyaframda bile oldukça keskin olduğunu görüyoruz, f/2.8-8 arasında rekor sayılabilecek keskinlik seviyelerine ulaşıyor:

Reikan Focal Sonuçları (EOS RP)

EOS 5D Mark II'de aynı zamanda 1.4 ve 2x extender ile yapılan karşılaştırmalı test sonuçları ise şu şekilde:

Reikan Focal Sonuçları (EOS 5D II)

Bu sonuçları rakamlara dökmemiz gerekirse; 

EF 1.4x Extender ile kullanıldığında en açık diyafram değeri olan f/2.8'de %13 keskinlik kaybı söz konusu. f/3.2'den itibaren kayıp %10'un altına inerken, f/4'ten itibaren kayıp seviyesi %5'in altına inmekte.

EF 2x Extender ile kullanıldığında en açık diyafram değeri olan f/4'de oldukça yüksek bir keskinlik kaybı var; %30. f/7.1'den itibaren kayıp seviyesi %10'un altına inebiliyor.

Netleme Performansı:

USM sayesinde oldukça hızlı ve sessiz netleme yapılabiliyor. Aynı zamanda FTM (eş zamanlı elle netleme) özelliği de destekleniyor. AF isabeti oldukça yüksek, gövde üzerindeki netleme limitleyici düğmeye hiçbir şekilde ihtiyaç duymuyorsunuz.

Özet Olarak:

1996 yılından kalma eski bir lens olmasına karşın günümüzde başta düğün fotoğrafçıları olmak üzere birçok profesyonel fotoğrafçının demirbaşlarından biri olmaya devam etmekte. Hızlı diyaframı sayesinde kapalı binalarda yapılan spor karşılaşmalarında kullanmaya da son derece uygun. Kendine has özel bir karaktere sahip az sayıda özel lenslerden biri, gerçek bir efsane.

+ Nispeten kompakt ve hafif olmasına rağmen sağlam bir gövdeye sahip
+ Kendisine has kremsi bokehi ile ünlü
+ Sınıfının en hızlı lensi olmasını sağlayan f/2 diyafram özelliği
+ Hemen her diyafram değerinde merkezden köşelere keskinlik
+ Hızlı ve isabetli USM netleme

- IS olmaması
- Hava koşullarına karşı dirençli bir tasarıma sahip değil

24 Nisan 2024

Canon EF 28-80mm f/3.5-5.6 USM, ilk olarak 1991 yılının ekim ayında Canon EOS 100 (Elan) analog gövdesinin kit lensi olarak piyasaya sürülmüş. Metal bayonet, halka tipi USM, FTM, mesafe ölçeği gibi o dönem için oldukça gelişmiş özelliklere sahipti. Lens maalesef 2 sene sonra yerini serinin ikinci modeline bırakmış.

 

Canon EF 28-80mm f/3.5-5.6 USM

Canon, 1991'den 1999'a kadar 28-80mm'nin 7 farklı versiyonunu piyasaya sürmüş. Bu ilk çıkan model gerek optik, gerekse mekanik olarak serinin en iyisi. Sonradan çıkan modellerde malzeme ve kalite maalesef giderek düşürülmüş (tıpkı EF 50mm f/1.8 modelinde olduğu gibi).  Bu nedenle ikinci el piyasasında bu odak aralığının en aranılan ama en nadir lenslerinden biri.


Yıllar içinde piyasaya sürülen farklı EF 28-80mm f/3.5-5.6 modelleri


Lensin Teknik Özellikleri:

 

Optik Yapısı: 9 grupta 10 element
Odak Aralığı: 28mm-80mm arası
Netleme Motoru: USM (Ultrasonic Motor)
En Düşük Diyafram: f/38
Maksimum Büyütme Oranı: 0,18x
En Yakın Odaklama Mesafesi: 0,5m
Diyafram Bıçak Sayısı: 5
Filtre Çapı: 58mm
Fiziksel Ölçüler: 72mm çap - 77,5mm uzunluk
Ağırlık: 330gr


Gövde yapısı ve Ergonomi:


Lensin gövde yapısı sert ve kaliteli plastik dış gövde ile metal bayonetten oluşmakta. Lens Canon'da alışageldiğimiz içten netleme sistemine sahip olmadığı için netleme esnasında ön optiğin bulunduğu iç halka içeri/dışarı doğru hareket etmekte ve netleme esnasında dönmekte. Bu nedenle özellikle CPL filtre kullanmak oldukça zor bir hale geliyor. Lenste herhangi bir hava koşullarına karşı dayanıklılık özelliği bulunmamakta. Öte yandan lensin arka optiği lensin arka kısmını tamamen kapattığı için zum ve netleme esnasında lens içinden sensör üzerine herhangi bir toz geçişine engel oluyor. Zum ve netleme halkaları çok az zorlayarak dönmekte.

 

Optik Tasarım:

Lenste bir adet asferik element kullanılmış, onun dışında oldukça sade bir optik tasarıma sahip.

 

Optik Performans:

Lens tüm odak aralıklarında standart bir performansa sahip. Ne jilet gibi keskin ne de soft, ancak keskin tarafa daha yakın. En iyi sonuçlar için tüm odak mesafelerinde 1/3 stop kısmakta fayda var. Lensin en büyük sorunu güneşe doğru yapılan çekimlerde oluşan mercek yansımaları.

 

Canon 5D Mark II ile yapılan Reikan Focal test sonuçları şu şekilde:


28mm

50mm

80mm

Netleme Performansı:

USM sayesinde oldukça hızlı ve sessiz netleme yapılabiliyor. Aynı zamanda FTM (eş zamanlı elle netleme) özelliği de destekleniyor. Yeterli ışık koşullarında AF iyi bir başarım oranına sahip.

Özet Olarak:

Oldukça eski bir lens olmasına karşın FF bir gövdeniz varsa ve uygun fiyatlı bir tak-gez lens arıyorsanız ikinci el piyasasındaki iyi seçeneklerden biri. Küçük boyutları ve hafifliğiyle aynasızlarda da kullanılabilecek bir lens kuşkusuz. Tabi aynı odak aralığında kendisinden sonra piyasaya sürülen birçok farklı model olunca hemen ismine atlamamakta fayda var. Öte yandan bu aralıktaki bence asıl rakipleri olan EF 24-85mm f/3.5-4.5 USM ile EF 28-135mm f/3.5-5.6 IS USM'nin gerisinde kaldığını da belirtmek gerekir. Onlara karşı tek avantajı fiyatı.

+ Sağlam gövde
+ Hızlı ve isabetli USM netleme
+ Oldukça küçük ve hafif

- Biraz daha keskin olabilirdi
- Ön optiğin netleme esnasında dönmesi nedeniyle CPL filtre kullanmak zor
- Güneşli günlerde mercek yansımaları oldukça fazla

12 Eylül 2023

Teledönüştürücüler, imaj kalitesinden fazla ödün vermeden odak uzaklığını arttırmak için kullanılan özel bir ekipman türü. Fotoğrafçılara, ellerindeki lensleri çok daha farklı özelliklerde kullanma imkanı sunmak gibi eşsiz bir etkiye sahipler. Lens üreticileri piyasaya sundukları çeşitli lenslerle uyumlu çalışacak şekilde tasarladıkları bu tür dönüştürücüler ile müşterilerine sundukları alternatifleri arttırmaktalar. Örneğin 200mm f/2.8 sahibi bir fotoğrafçı, 400mm'ye ihtiyacı olduğunda yeni bir lens alabilir veya farklı bir seçenek olarak daha uygun bir fiyata 2x teledönüştürücü alarak elindeki mevcut 200mm lensini 400mm f/5.6 olarak kullanabilir.

 

 

Canon'un Extender EF 2X modeli ilk olarak 1987 yılında piyasaya sunulmuş. 2001 yılında Mark II olarak güncellenmiş, 2010 yılında ise son versiyon olan Mark III halini almış.

Teknik Özellikleri:

Optik Yapısı: 5 grupta 9 element
Büyütme Çarpanı: 2x
Maksimum Büyütme Oranı Çarpanı: 2x
En Yakın Odaklama Mesafesi Çarpanı: 1x
Fiziksel Ölçüler: 72mm çap, 52,7mm uzunluk
Ağırlık: 325gr

Gövde yapısı ve Ergonomi:

Gövdesi standart bir Canon tele L sınıfı lensiyle birebir aynı kalitede; metal bir gövde kaplaması ve metal bayonetten oluşmakta. Gövde rengi L serisi tele lenslerin son versiyonlarıyla aynı tonda. Lensin bayonet kısmındaki metal halka, Mark I ve II'ye oranla daha fazla vida ile sabitlendiğinden bu kısımdaki dayanıklılığın arttırıldığı söylenebilir.


Mark I (solda) ve Mark III (sağda)
Lensin bayonet kısmında hava koşullarına karşı direnç özelliği sağlayan özel bir siyah bant bulunmakta.

Optik Tasarım:
 
Extender EF 2X III'ün optik tasarımı 2X I ve II'ye oranla ciddi şekilde değiştirilmiş. Öte yandan yine herhangi bir özel element kullanılmamış.
 

Yukarıda en sağdaki 2X (III) şemasında görülen 9 element, teledönüştürücünün birlikte kullanıldığı lenste 2 stopluk bir ışık kaybına yolaçmakta.

Optik Performans:

Teledönüştürücüler yapıları gereği odak uzaklığı ile birlikte lenste bulunan çeşitli olumsuzlukları da arttırırlar. Bunlardan başlıcaları ışık ve keskinlik kaybı ile renk sapmaları gibi sorunlardır. Öte yandan birlikte kullanıldıkları lenslerde fazladan köşe kararmasına yolaçmazlar.

Canon Extender EF 2X III'ün ne kadar keskinlik kaybına yolaçtığını EOS RP'de Canon EF 70-200mm f/4 L IS USM örneğinde incelediğimizde şu şekilde bir sonuçla karşılaşıyoruz:

200 (TC'siz), 280 (1.4X III) ve 400mm(2X I ve III) performansları
Görüldüğü üzere 2X III modeli, farkedilebilir olsa da 1.4X III'den sonra oldukça az bir keskinlik kaybına yol açmakta. Oysa 2X I modeli burada ciddi bir şekilde geride kalmış durumda. Test çekimlerine baktığımda buradaki farkın özellikle 2X I'deki kontrast kaybından ortaya çıktığını söyleyebilirim.

Sonuç olarak 2X teledönüştürücüler için genel kural; sadece son derece keskin lenslerde kullanılmasının faydalı olacağı şeklinde. Öteki türlü keskinlik yönünden zayıf lenslerde elde edilecek sonuçlar kabul edilebilir seviyelerin altında kalabilir.

Netleme ve IS Performansı:

Canon'un 2x teledönüştürücüsü birlikte kullanıldığı lenste 2 stopluk bir ışık kaybına yolaçmakta. Bu da örneğin f/4 diyaframlı bir lensimizin 2x teledönüştürücü ile f/8 haline gelmesi demek. DSLR açısından bakarsak, günümüzde sadece üst sınıf gövdeler ile son çıkan bazı orta sınıf gövdeler f/8 diyaframda AF yapabiliyor, bunların da çok azı f/8'de tüm AF noktalarını kullanabiliyor. Oysa aynasız gövdeler tarafında çok farklı bir durum söz konusu; Dual Pixel AF sistemine sahip aynasız gövdeler f/11'de neredeyse tüm AF noktalarında otomatik netleme yapabiliyor. Bu sayede f/5.6 diyaframa sahip bir tele lenste AF yeteneği kaybedilmeden 2x teledönüştürücü kullanılabiliyor.

Extender EF 2X, birlikte kullanıldığı USM lenslerde farkedilebilir miktarda bir AF hızı kaybına yolaçıyor. İnternette çeşitli incelemelerde bu oran %75 olarak belirtilmiş, ancak Canon bunun zaten bilinçli olarak bu şekilde çalışacak şekilde tasarlandığını belirtmekte. USM tipi AF motorları oldukça hızlı olduğundan yaşanan hız kaybında bile çoğunlukla kullanışlı seviyelerde kalmaya devam ediyor. Yapmış olduğum çeşitli havacılık fuarı çekimlerinde AF hızı uzaktan uçan akrobasi gruplarına yetişebilirken yakınımızdan geçen bir F16'yı yakalamada yetersiz kalmaktaydı. Aynı şekilde inen veya kalkan uçakları takipte yeterli hızda olduğunu belirtmeliyim.

Canon Extender EF 2X, çoğu lenste IS sistemlerinin kullanılmasını engellemiyor veya çalışmasında herhangi bir olumsuz etkiye sebep olmuyor. Öte yandan bazı lenslerde IS sisteminin sadece f/8 değerinde çalışması gibi kısıtlayıcı bir etkiye sahip.

Özet Olarak:

Elimizdeki mevcut lensleri çok daha fazla odak uzaklığında kullanabilme imkanı şüphesiz ki biz fotoğrafçılara çok büyük esneklikler sağlamakta. Öte yandan bu sistemin ışık, imaj kalitesi ve AF hızı kaybı gibi bazı dezavantajları da var. Yine de genel bir kanı olarak elinizdeki lens ne kadar keskinse teledönüştürücü kullanımı kaynaklı keskinlik kaybını o kadar az hissediyorsunuz. Mark III, kendisinden önceki I ve II modellerine oranla oldukça geliştirilmiş ve çıtayı en üst seviyeye taşımış.

+ Gövde kalitesi
+ Birlikte kullanıldığı lense fazla ağırlık eklemiyor
+ Uyumlu olduğu lenslerin bir parçasıymış gibi görünmekte
+ Fazla imaj kalitesi kaybına yolaçmadan uygun fiyata odak uzaklığı artışı sağlaması
+ Hava koşullarına dirençli lenslerin bu özelliğini tamamlayıcı etkiye sahip

- Köşelerde bir miktar renk sapmalarına yolaçabiliyor
- AF hızında hissedilebilir düzeyde düşüşe yolaçması
- AF isabetinde bir miktar kayıp söz konusu