2. Elde Lens Alım Rehberi

Günümüzde döviz kurları ve taksitle ödemelere getirilen kısıtlamalar gibi sebepler nedeniyle özellikle belli kalite seviyesinin üzerindeki lensleri sıfır olarak almak birçoğumuz için oldukça zor bir hale gelmiş durumda. Bu da bizi ihtiyaç duyduğumuz ekipmanları çok daha uygun fiyata alabileceğimiz ikinci el piyasasına yönlendiriyor. Öte yandan ikinci el piyasası da kendi içinde çeşitli riskler barındırmakta. Peki ikinci el bir lens almaya kalktığımızda nelere dikkat edilmeli, başlıca noktalar şu şekilde:

1- Gövdenin Fiziksel Durumu:

Lensleri imkan varsa görerek, imkan yoksa fotoğraflarından incelediğimizde bakılması gereken ilk nokta lenste herhangi bir kırık, ezik kısım olup olmadığı. Bu tür fiziksel hasarlar başta küçük ve önemsiz "kozmetik" hasar olarak görülebilir ama lensin düşürüldüğü veya bir yere vurulduğu olasılığına işarettir. Bu tür çarpma / düşürme türü kazalar lensin iç kısmındaki optik ve elektronik aksama da zarar vermiş olabilir.

2- Dış Optiklerin Durumu:

Lensin ön veya arka optiği üzerinde zamanla çeşitli çizilmeler, vb sorunlar oluşabilir. Arka optikteki hasarlar diyafram yeterince kısıldığında fotoğraflarda görünür hale gelebilirken ön optikteki bu tür hasarlar genellikle fotoğrafa etki etmez. Öte yandan ön optikteki bu tür çizilmeler lensin filtreyle kullanılmadığına, dolayısıyla iyi bakılmadığına işarettir. Benzer fiyat aralığındaysa tercihinizi mutlaka filtre ile kullanıldığı belirtilen / ispatlanan lenslerden yana kullanın.

3- İç Optiklerin Durumu:

Lensler uzun süre çok nemli ortamlarda tutulursa zamanla içine kaçan tozlardan çeşitli mantar oluşumları bulaşabilir. Bu tür mantarlar lensin kaplamaları ile beslenir ve iç optiklerde kendilerine has desenler bırakırlar. Mantar oluşumu başlamış lensler uzmanlar tarafından içi açılıp temizlense bile kaplamalardaki hasarlar kalıcıdır. Bunun dışında iç optiklerde puslu, bulanık bölgelere de rastlanabilir. Mümkün olduğunca bu tür lenslerden kaçınmanızda fayda var.

İç optiklerin başına gelen bir diğer sorun ise tozdur, birçok lens zaman içinde mutlaka toz biriktirir. Lens içine fener tuttuğunuzda korkutucu bir görüntü ile karşılaşabilirsiniz ama bu tür tozların fotoğrafa genellikle hiçbir etkisi yoktur ve endişe etmenizi gerektirmez.

Manuel lenslerde bir de diyafram bıçaklarını kontrol etmekte fayda var, bazı lenslerde bu bıçaklardaki yağların zamanla iç optiklere yayılma riski vardır. Öte yandan birçok Rus lensinde diyafram yağlanması neredeyse standart bir özellik gibidir ama iç optiklere yağ bulaştıranına henüz denk gelmedim.

4- Lenslerin Yaşı:

Özellikle Canon lenslerde uzun süredir üretilmekte olan modeller bulunmakta. Örneğin EF 85mm f/1.8 USM lensi dile kolay tam 27 yıldır üretilmekte (2019 yılı itibariyle). Bu nedenle satın alacağınız lens 2 yaşında da olabilir 12 yaşında da, 22 yaşında da. Elbette daha eski bir lens daha yeni bir lense göre çok daha temiz bakılmış ve daha iyi durumda olabilir. Ama piyasada benzer koşullarda satışa sunulmuş lenslerden en yeni tarihli olanına yönelmek her zaman daha iyidir. Ayrıca denk geldiğim bazı satıcılar lenslerin kodunu PS ile gizliyordu, bu tür satışlardan uzak durmanızı öneririm. Konuyla ilgili daha detaylı bilgiler için "Canon Lens Yaşı Tespiti" sayfasına gözatmanızı öneririm.

Maalesef Sigma ve Tamron gibi lens üreticilerinin lenslerinin üretim tarihini gösterir bir kodu olduğuna dair bilgiye rastlayamadım. Eğer lensler kutulu satılıyorsa kutu üzerinde bu tür bir ibare bulunabilir.

5- Doğru Lensin Alındığından Emin Olmak:

Bazı lenslerin birbirine çok benzeyen eski ve yeni versiyonları olabilir. Örneğin Canon EF 28-105mm f/3.5-4.5 USM lensinin Mark I ve II olarak adlandırılan iki farklı versiyonu mevcuttur. Ancak dışarıdan bakıldığında bu iki model de birbirinin kopyası gibidir. Yandaki resimden de görüleceği üzere Mark I'de makro tanımlaması için çiçek ikonu kullanılmışken Mark II'de "macro" ibaresi bulunmaktadır. Aynı şekilde Sigma EX serisi lenslerin birçoğu sonradan güncellenerek dijital gövdelerle uyumlu hale getirilmiş olup bunu gösterir DG ibaresini taşımaktadır. Maalesef genellikle bilinçsiz satıcılar tarafından örneğin Mark II denerek Mark I, EX DG denerek EX serisi lensler satışa konabiliyor.

6- Lens Varyasyonları:

Kusursuz üretilmiş lens yoktur, daha az hatayla üretilmiş lens vardır. Bu nedenle sadece ikinci el değil, sıfır alırken de karşılaşabileceğiniz en sinsi tehditlerden biridir. Maalesef bazı lensler lensin her kısmında aynı performansı gösteremeyebilir, örneğin tam karşıdan bir duvar fotoğrafı çektiğinizde duvarın her alanının net çıkması gerekirken bazı kısımları flu çıkıyorsa optiklerde ayarsızlıklar söz konusu demektir. Ya da elinizdeki lens testlerdeki kadar keskin değilse size kötü bir üretim denk gelmiş olabilir. Bugün birçok lens fabrikalarda otomatik olarak üretildiği için firmaların üretim esnasında sisteme tanımlamış oldukları limitler dahilinde üretilen her lens piyasaya sunulmakta. Maalesef bizzat deneyene kadar lenste bu tür hatalar olup olmadığını anlamak mümkün değil.

Öte yandan lens varyasyonundan (kötü bir lense denk gelmekten) kurtulmanın bir çaresi var gibi. İnternette okuduğum bir makalede, editörün sadece refurbished (yetkili servis tarafından tamir edilerek tekrar satışa sunulmuş) lens aldığını anlattığını hatırlıyorum, söylediğine göre bu tür lensler bizzat elle kontrol edilerek sadece kusursuza yakın bir haldeyse tekrar satışa sunulmakta.

7- Uyumsuzluklar:

Almayı düşündüğünüz lens bir üçüncü parti üreticisine aitse ve biraz eski bir modelse sahip olduğunuz gövde ile uyumlu olup olmadığına dikkat etmek gerekir. Herhangi bir uyumsuzluk durumunda AF sistemi son derece kararsız çalışabilir, en kötüsü ise diyaframa hiç müdahale edilemeyebilir. Üreticiler yeni modellerinde bu tür sorunlara karşı lenslerin firmware'lerini güncellemek amacıyla çeşitli dock, vb yan ürünler kullanıma sunuyor ancak güncel firmware'ler ne kadar süreyle sunulur, maalesef bunun bir garantisi bulunmuyor. Öte yandan gövde ile aynı marka lens aldığınızda yıllar sonra gövde değiştirdiğinizde bile herhangi bir uyum sorunu olmadan kullanmanız garanti.

Örnek olarak yukarıdaki resimde gösterilen Sigma EX serisi lensler filmli dönemden kalma modeller olup günümüz gövdelerinde düzgün çalışmayabilir.

8- Eski Lenslerin Son Sahibi Olabilirsiniz:

Eski bir lens satın almayı planladığınızda onun son sahibi olabileceğinizi bilerek adım atmakta fayda vardır. Özellikle flexi kablosunun kopması bu tür lenslerde sık yaşanan bir problem olup birçok servis tarafından tamirine yanaşılmamaktadır. Yetkili servisler ise üretimi biteli seneler olmuş bu lenslere ait yedek parçaların yurtdışından getirtilmesi, vb nedeniyle yüksek tamir fiyatları talep ettiğinden astarı yüzünden pahalıya gelebilir. Bu nedenle yüksek fiyata sahip eski bir lens alırken bu riski de gözönüne alıp ona göre gerekirse daha yeni modellere yönelmek de mutlaka hesaba katılmalı.

9- IS'li Lenslerin Kargolanması:

IS sistemine sahip bir lens satın aldığınızda satıcıdan mutlaka lensi gövdeye takıp, IS sistemini kapalı hale getirdikten sonra çıkarıp o şekilde kargolamasını talep edin. IS kapalı haldeyken IS optikleri sabit ve kilitli bir pozisyona geldiğinden kargo esnasında yaşanacak sarsıntılardan etkilenmeyecektir. Oysa IS açık olarak gövdeden çıkarılmış ve o şekilde kargolanmış bir lenste IS optiği hareket edecek şekilde serbest kalmıştır ve kargo esnasındaki sarsıntılardan dolayı zarar görme riski vardır. Aynı durum lensi çantanızda taşımanız esnasında da geçerlidir.

10- Lens Arama Yöntemleri:

Lens ararken ikinci el sitelerin sadece lens kategorilerine değil, gövde satılan kısımlarına da göz atmakta fayda vardır. Birçok satıcı elindeki ekipmanı ayrı ayrı satmak yerine birlikte satışa koymayı tercih etmekte. Özellikle kit olarak satın alınmış ekipmanlar genellikle yine bu şekilde birlikte satışa konuluyor. Tabi gövde derken bir parantez açarak analog / filmli dönem gövde satışlarında da bazı nadir lenslere denk gelebilirsiniz, üstelik çok uygun fiyatlara...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder