Sharpen Efektifliği

Günümüzde dijital fotoğrafçılık, analog döneme göre çok daha büyük kolaylıklar ve imkanlar sağlamakta. Bunlardan birisi de şüphesiz "post processing" diye adlandırılan RAW formatında çekilmiş fotoğrafları işlemek. Bir nevi bir dijital banyo işlemi olarak da görülebilir. Bir RAW fotoğrafı işlerken beyaz dengesi, poz süresi, renk tonları, keskinlik vb birçok özellikte sensörün kaydettiği veri çerçevesinde çeşitli düzenlemeler yapılabilir.

Peki bu düzenlemeler ne kadar büyük bir kazanç sağlar? Örneğin oldukça parlak bir gökyüzünü kısarak bulutlar açığa çıkarılabilir ancak bu şekilde ne kadarlık bir verinin kurtarılabileceği sensörün dinamik aralığı ile orantılıdır. Öte yandan fotoğraflara eklenecek keskinlik seviyesi, hem lens hem de kullanılan RAW işleme yazılımına bağlıdır.

Peki RAW işleme yazılımları bir fotoğrafa ne kadar keskinlik katabilir,  300mm'de çekilen bir fotoğraf üzerinde çeşitli yazılımlarla yapılan keskinlik arttırma özelliklerine Reikan Focal yazılımı ile kısa bir göz atalım:


 

Yukarıdaki test sonuçlarına göre hiçbir işlem yapılmadan direkt jpg'ye çevrilen bir RAW resim dosyası (mavi çizgi) oldukça sıradan bir sonuç vermiş. DxO'nun Photolab 6 yazılımı ile sadece "unsharpen mask" uygulandığında (kırmızı çizgi)  keskinlik değerinde küçük bir artış yaşanıyor. DxO'da beyaz dengesi, pozlama süresi, vb tüm ayarlar uygulandığında  (yeşil çizgi) oldukça iyi bir artış yakalanıyor. Öte yandan Adobe'nin PS Elements 2023 yazılımı "auto sharpening" özelliği (mor çizgi) en yüksek artışı sağlamış ve vasat bir lens performansını sınıfında lider kabul edebileceğimiz 70-200mm serisine yakın bir seviyeye taşımayı başarmış.

 

Tabi sentetik sonuçların yanında, işlenmiş fotoğrafların kendisini incelediğimizde PS Elements'in otomatik ayarlarda biraz aşırıya kaçtığını söylemek yanlış olmaz. Şahsen DxO'nun ihtiyaç duyulan tüm ayarlarıyla elde edilen fotoğrafların en dengeli sonuçları verdiğini söyleyebilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder